28 Şubat 2013 Perşembe

Ebru Çalışmaları


Ebru kursuna gittiğim güllerin yadigarları... Arada ortalığa yayıp, geniş geniş seyrediyorum. Sizler de seyredin istedim. Her bir şeklin adı var. Üstteki, anam babam usul battal işte, pek özel bir adı yoktu galiba :))


Ama bu güzel şekilli ebru, gelgit ebru...


Somaki ebru, en sevdiğim battal çeşidi. Beyin tomografisi gibi durduğuna bakmayın, yapımı zor, ustalık istiyor. Her bir atışta eşit miktarda boya atmalı tekneye, eşit mesafelerle... Zor dedim ya...


Bülbül yuvası... Çok zevkli.


Hafif ebru... Üzerine hat sanatı çalışmak için ideal...


Damarlı ebru.

Geçen haftasonu güneşli havada hepsini fotoğrafladım. Diğerlerini de yakın bir zamanda beğeninize sunarım. Şaşıracaksınız...

17 Şubat 2013 Pazar

Kurutma Makinesi

kurutma makinesi alıp "neden daha önce almadım ki  ?" diyenler ! aranıza hoşgeldim ! demişti 4 ay önce İlkay. Bugün aynı şeyi ben de söylüyorum ve ekliyorum... Hoşbuldum, çok hoş buldum. 

100 metrekare balkonu olup da, evindeki en büyük derdi çamaşır kurutmak olan bir ben varım herhalde şu dünyada. En üst katta oturup da güneşe hasret yaşayan tek insan olduğum gibi :)) Evet evim en üst katta ama kuzey cephe, 100 metrekare balkonu var ama üstü açık. Yazın çamaşır assam, balkonumun üstü tamamen açık olduğu için güneş renkli çamaşırların rengini alıyor, kışın da yağmurlu karlı havalarda çamaşır asılmıyor, kışın yağmur yağmasa bile isli puslu havalarda çamaşırlar resmen baca kokuyorlardı. Böyle olunca evde ortalıkta çekasta ya da kalorifer peteklerinin üstünde, evi soğutma pahasına çamaşır kurutuyordum. Velhasıl böğ gelmişti bu durumdan. 

8 kg.lik çamaşır makinesine,  8 kg.lik çamaşır kurutma makinesi almam gerekiyordu. Evdeki en uygun yerde çamaşır makinemin üstüydü.  Çamaşır makinesinin üstüne montaj yapılması için de illaki çamaşır makinesiyle aynı marka çamaşır kurutma makinesi almak gerekiyordu. Zaten evimdeki bütün eşyalar Siemens olmakla birlikte, her birinden  çok da memnun olduğum için, başka bir marka almayı hiç düşünmedim. Ama 8 kg.lik kurutma makinesi de yoktu Siemens'te. Geçen yıl B sınıfı 8 kg.lik kuruma makinelerini piyasaya sürdüler, ama yüksek tutarlı elektrik faturaları ödemek istemediğim için A sınıfı makinelerin piyasaya çıkarmalarını bekledim. A sınıfını çıkardılar yetmedi bi de A++ çıkardılar, bir de enerji verimliliği haftası nedeniyle nerdeyse yarı fiyatına inmişti fiyatı.  Gün bugündür dedim, gittim bir tane edindim. 



Satın alma-kurulum aşamasında küçük bir sorun yaşadım ama çağrı merkezine şikayet maili döşeyince, yıldırım hızıyla çözüm ürettiler sorunuma, gözüme bir daha girdi Siemens. Ve anladım ki doğru mecraya ulaştırılan şikayet her sorunu çözer :))

Şikayet etmeyi bana bankamızın çok aziz müşterileri öğretti, yaşadıkları her sorunu çağrı merkezine bildiriyorlar ve sorunları genel müdürlük gözetiminde, şubedeki müdür dahil herkes tarafından azami hızla çözülüyor. Çok pratik bir yöntem. Ben de bunu denedim, hemen sorunum çözüldü.

Neyse efenim, makine müthiş birşey, çamaşırı atıyorsun, kurumuş halde pamuk gibi yumuşacık çıkıyor. Bir miktar kırışıklık sorunumuz var ama çamaşırlar sertleşmediği için ütüsü çok kolay oluyor. Sonra çamaşırların üstündeki toz,tüy,saç, makinedeki özel bir filede toplanıyor. Normalde eve çamaşır serdiğimde o tozun,tüyün evime doluştuğunu düşündükçe,  2 kere daha iyi ki almışım bu makineyi diyorum. Çamaşırların suyunu bir haznede topluyor, makine işini bitirince o hazneyi boşaltıyorum, toz-tüy filesini de süpürgeyle çekiyorum, başka hiç bir hizmeti yok. Daha alt modellerde, makinenin alt tarafında bir bölme var orayı da temizlemek gerekiyormuş. Ama benim makinem kendi kendini temizliyormuş, kurulum için gelen şahış öyle söyledi,  çok akıllı maşaAllah.  

Şimdi evdeki herşey gözüme batıyor, "beni yıka beni yıka" diye. Hepsini sıraya koydum. Çamaşır, battaniye, pike ne buluyorsam makineye tıkıyorum. Sığsa halıları bile tıkalıcam, öyle gözüm dönmüş vaziyette. A++ ya, hiç fatura gelmeyecek havasındayım ben. İlk elektrik faturasını merakla bekliyorum. 

Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, alıp almama konusunda tereddütleri olanlara şiddetle tavsiye ederim. Ben asla kurutma makinesi almam diyen çevreci dostlara ise tek sözüm şudur, merak etmeyin üç vakte kadar siz de alırsınız...

13 Şubat 2013 Çarşamba

Küf...

Siz hiç bu kadar şık küf gördünüz mü?


Evimden ne kadar kopuk yaşadığımın göstergesidir bu kare. 

Buzdolabına kaldırdığım yarısı ayran dolu sürahi, buz dolabının derinliklerinde kalınca, ayran bu hale gelmiş. Üstünde gözüken, mantıya benzeyen cisimler de dahil, hepsi küf. 

Kendimden korktum, evimden korktum. Ucunu kaçırırsam, sonucun ne olacağının ispatı galiba bu...

4 Şubat 2013 Pazartesi

Otantik Kemer

Hayat kaçıyor ben kovalıyorum. O kadar çok yapacak işim var, o kadar çok koşuşturuyorum ve o kadar kısıtlı zamanım var ki hayretler içerisindeyim. Hiç uyumadığım kadar az uyuyorum, hiç yapmadığım kadar ertesi güne iş bırakmamaya çalışıyorum ama olmuyor, vakit yetmiyor. İki gün bir gün olsa bana yetmeyecek sanki. Rahmetli anneannem ahır zaman alametleri bunlar derdi :) 


Uzun zamandan beri ince belli birinin üzerinde fotoğraflamak istediğim için yayınlanmayı bekleyen kemer, arşivde kaybolup gidecekti ki, bu duruma bir dur demeliyim dedim. 


Tamamıyla eltimin tasarımı. otantik sevenlere...


3 Şubat 2013 Pazar

Şablonum kayboldu hükümsüzdür

Blog ayarlarıyla oynarken, sayfamı bu hale getirmeyi başardım, şimdi de geri dönemiyorum, uğraşmaya da ne vaktim ne halim var. Uyku gözümde tütüyor. 

Şimdilik bu kifayetsiz şablonla idare etmek zorundayım, bilmiyorum belki alışırım bu kalır, belki de kardeşime yalvarırım, yenisi yapar. Biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu :P