Merhabalar sevgili okuyucularım. Bir postla daha sizlerleyiiz :))
Sizlere fırsat buldukça yazmaya çalışıyorum. Şuan gece yarısı 02: 30, ancak yazabiliyorum. Yoğunluğumu siz düşünün artık :))
Bugün elişi çeyizlerimi yıkama ütüleme faslını sonuçladırdık, çeyizleri toplayıp, hurçlara yerleştirdik. Ortalık bir ferahladı ki sormayın. Darısı çanak çömleğin başına :))
Hediye edilmek üzere bohçalara konulan bir sürü elişi örneklerim var aslında. Ama hiç birini fotoğraflamaya fırsatım olmadı. Olabileceğini de sanmıyorum. Onları hediye ettiğim kişinin evinde fotoğraflarım artık. ( Yüzsüzlükte son nokta :)))) )
Karar aldım, yarın uzatıp bacaklarımı dinleneceğim. Nedir bu yahu. Akşam sabah bulgurluya gelin olacağım sanki :)) (Bu bizlerde, acele acele çeyiz hazırlayanlar için kullanılan bir sözdür, bilir misiniz bilemedim, o yüzden açıklama eklemek istedim)
Sizlerle de takriben 2 ay önce hazırladığım çantayı paylaşmak istedim. ( Deminden beri yukarıdaki cümleyi aşağıya bağlamaya çalışıyorum. Bağlama cümlem damdan düşer gibi ama idare edin. saati hatırlatıyorum : 02:39, 9 dk. dır birkaç paragraf ancak yazabilmişim)
Çanta, tamamıyla evde olan atık malzemelerden ortaya çıktı. Kot kumaş; annemin kuzenime diktiği mutfak önlüğünün artan kumaşı, aplikeler; annemin bana diktiği nevresim takımlarından artan pamuk saten renkli kumaşlar, astarı -ki onu fotoğraflamayı unutmuşum- annemin seccademi astarlamak için kullandığı kırmızı kumaştan artanlardır. Muhtelif düğmeler de yine annemin bitmez tükenmez terzilik hazinelerinden birkaç serpinti...
Çiçekler elde aplike tekniğiyle yapıldı, çiçek saplarında dantel anglez zinciri kullandım. Bu zinciri çok seviyorum, çok havalı:)
Çiçekler elde aplike tekniğiyle yapıldı, çiçek saplarında dantel anglez zinciri kullandım. Bu zinciri çok seviyorum, çok havalı:)
Şimdilik bu kadar. Sevgiler. Selamlar.
canım fotoğraflar görünmüyor :((
YanıtlaSilaynen bendede yok foto..
YanıtlaSilbu da şirin olmuş :)
YanıtlaSilbulgurlu'ya gelin gitmek deyiminin nereden geldiğini okumuştum iskender palanın bir kitabında. eskiden üsküdar- bulgurlu semtinde zengin aileler otururmuş, burada kaynana olacak anneler gelin alacakları kızları kendi kızları gibi gören çok iyi kadınlarmış. çok uzun süren, gösterişli düğünler yaparlarmış, osmanlı zamanında işte bulgurlu dan bir damat adayı bulan kız, evlenmek için can atarmış. bir an önce herşeyini, çeyizini hazırlamaya çalışırmış. deyim de burdan kalmış bize:)
narsistanbul, hikayeyi bilmiyordum, katkın için teşekkür ederim.
YanıtlaSil